29 Haziran 2010 Salı

benim babam hamza yılmaz


........ o daha 5 yaşındaydı hem anasız hem de babasız kaldığında. Annesi köy yerinde köyün yaşlı kadınları ona doğum yaptırırken öldüğünde babasıda çalışmak için gittiği istanbulda hastanenin birinde mide ameliyatı olmuş ve hasta yatağında içine bir kurt düşmüş çok sevdiği karısı hatununu soruyordu onun öldüğünü bilmeden... aradan çok geçmemiş birkaç gün sonra oda istanbul'da gözlerini kapatmış çok sevdiği hatununa kavuşmuştu... sonramı ne olmuş? en büyüğü 12 en küçüğü 1 yaşında 7 kardeş biranda hem yetim hem öksüz kalmışlar.. köy yerinde yoksulluk diz boyu hem ana yok hem baba... amcalar paylaşmış çocukları ama nafile ayrı kalmaya dayanamayıp bir araya geliyorlarmış ama mümkün mü 7 çocuk birde kendi çocukları bir amcanın bakması değil kardeşlerinin çocuklarına baksınlar kendi çocuklarına bakamazken...babalarının ameliyatını yapan doktor çocukların durumunu bir şekilde öğrenince gönderin çocukları istanbula demiş amcalar da oturmuş karar vermişler 3 oğlanla daha 1 yaşında olan kız amcalarının yanında kalacak diğer 3 kızda istanbula gönderilecek.... bağrış çığrışlarla ağlamalar la kızlar bir arabanın arkasına bindirilip köyden şehre gönderilmiş ordan da istanbula ... 3 ayrı ailenin yanına evlatlık olarak verilmiş... işte benim babamın ve kardeşlerinin ayrılığı böyle başlamış.... daha babam 5 yaşındayken ....ama benim babam çok güçlüydü hayatında yaşadığı zorlukları anlatırken bile hafif bir tebesümle geçmişe döner gevrek gevrek gülerek " e kızım ben sarı mecnun torunuyum her türlü zorluğa dayanırım bunlarda birşey mi"derdi... ben düşünüyorumda babamdan ayrıldığımda 35 yaşındaydım hala yüreğim acıyor hala burnum sızlıyor ve onu o kadar çok özlüyorum ki. düşünüyorum babam 5 yaşındaki minik yüreğiyle nasıl dayandı. sonra diyorum ama o babasıyla annesiyle benim kadar çok şey paylaşmadı onun hatırlayabilecekleri çok daha az ben babamla daha çok şey yaşadım onun için benim üzüntüm daha çok.... sonra kendime kızıyorum... ama o daha çok küçüktü onun annesi babası kardeşleri ile yaşaması gereken o kadar çok şey vardıki hiçbirini yaşayamadı ve hep içinde büyük bir özlemle yaşadı yaşadığı sürece.... ama babacım ne dersem diyeyim hiç birşey senin özlemini gideremiyor içimden... o çatık bakışlarının altında inanılmaz yumuşak bir yüreği vardı arkadaşlarım babamın bakışlarından çekinir hemen saygı duruşuna geçer ama onla bir iki muhabetten sonra hemen Hamza amcaları olurdu...babamla oturup saatlerce muhabet etmekten büyük keyif alırdık birbirimize ters düşerdik çoğu zaman... genede baba kız muhabetlerimizden acaip zevk alırdım bazen de onu kızdırmak hoşuma gider damarına basar "eşek sıpası herşeye birşey bulma "derdi... babacım biraz acele etmedin mi gitmek için bak daha senle neler yaşayacak ne kavgalar edecektik...biliyorum her seferinde sen üste çıkacaktın ama olsun gene senin dediğin olsaydıda sen yanımda olsaydın yıldızlara bakıp senle konuşacağıma başımı omuzuna dayayıp konuşsaydım boynuna sarılıp ağlasaydım kendimi güçsüz hisettiğimde elini tutup güç alsaydım sen bana kızsaydın ama yanımda olsaydın...........babam ya ben seni gene çok özledim.......